Kritik dönemlerden geçtikten sonra hemen hemen herkes profesyonel desteğe ihtiyaç duyar. Artık çocukken düşüp dizimizi yaraladığımız ağrıları bile derinden hissettiğimiz 2025 çağına yani travmalar çağına hoş geldiniz…
SOSYAL MEDYA BASKISI
Kimse fark etmezse de derinden bir kaygı ve buhran dolu yıllara giriyoruz. Bunun en büyük etkisi ise ekonomi, savaşlar siyaset değil tamamen sosyal medya baskısı.
Modern dünyanın sessiz travmalarını yaşadığımız bu dönem de çocukken içimizde yarım kalanlar ortaya çıkmaya başladı. Yılların verdiği; aile, ilişki yorgunlukları,
tükenmişlik, yalnızlık, mücadele yani yaraları ortaya çıkaracak ne derse var artık.
MASKELİ BALO
En kötüsü ise içinde bulunduğumuz çağda anlaşılmamak. Acı hangi yaşta biter? olarak başladığımız hayat macerasında bir de anlaşılmadan yaşıyoruz… En kötüsü de herkes mutsuz olduğunun farkında ama kimse bunu dile getirecek cesarette değil.
SUÇ VE CEZA
Çünkü maalesef iyi görünmek zorundayız. Travmaların bitmesini beklerken hayatımıza yenisini ekleyip onunla ilerliyoruz. Modern çağın hastalığı olan travmatik kırılmada acılarımız azalmıyor ama onları belki şekillendirmeyi başarırız. Dostoyevski’nin dediği gibi Acı bilincin temelidir. Suç ve Ceza kitabında yer verdiği bir dipnotta aslında acının kaçınılmaz ancak bilinçli bir hareketle uyandırıcı etkisi olduğunu vurgular. Okumayanlar ya da bu yazıdan sonra yeniden okumak isteyenler için bu haftada Suç ve Ceza kitabını öneriyoruz. Modern travmalara içsel savaş açıp derinden sağlıklı bir büyüme bilincine kavuşma dileğiyle hoşça kalın…
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
11:38